Her kurum bir yolculuk yapar.

​​Biz, bu yolculukta “pilot” değiliz.
Pilotla birlikte yürüyen ve ona eşlik eden bir yardımcı pilotuz.

​

cooPilot adını buradan alır:
co-operation — birlikte hareket etmeyi,

 co-pilot — içeriden rehberlik etmeyi temsil eder.

 

Kurumsal dönüşüm, dışarıdan yapı kurmak değil; içeriden gelişimi mümkün kılan ilişki, güven ve ritim kurmaktır.

 

Aşağıda sıraladığımız cooPilot yaklaşımımız; yıllardır şirketlerin hikayesinde yer alarak, birlikte düşünerek, dönüşüme içeriden eşlik ederek edindiğimiz içgörülerin, ilke haline gelmiş halidir.

​​

1. Kurumlar makineler değildir.

Her kurum yaşayan bir organizmadır. Damarlarında insanlar, ilişkiler ve alışkanlıklar akar.
Bu yüzden gelişim, dışarıdan monte edilen sistemlerle değil; içeriden, bağ kurarak, ilmek ilmek dokuyarak gerçekleşir.

 

2. Kurumsal gelişim sindirilerek ilerleyen dönüşüm hikayesidir.

Tek seferlik değil, tekrar eden.
Hızlı değil, ritmik.
Müdahaleyle değil, uyumla ilerleyen bir süreçtir.
Kurumun kendi doğasına saygı duyarak, zamanla ve katman katman gerçekleşir.

 

3. Değişim değil, dönüşüm önceliklidir.

Biz değişimin değil, dönüşümün izini süreriz.
Değişim, yüzeyde olabilir. Dönüşüm ise bakış açısına, zihniyete, davranışlara, kararlara, dile, ilişkilere siner.
Dönüşüm yoksa sistem yenilense de zihniyet aynı kalır.

 

4. Hazır reçeteler değil, bağlamsal çözümler.

Her kurumun ritmi, geçmişi, hikâyesi, bağlamı farklıdır.
Bu yüzden danışmanlık değil, eşlikçilik gerekir.
Şirketin ruhunu anlamadan yapılan her sistem çalışması, yabancı organ naklidir.

 

5. Kurumsal hafıza, en az sistem kadar kıymetlidir.

Gelişimin sürdürülebilir olması için sadece sistem değil, kültür oluşmalıdır.
Ve kültür, ancak bilgiyi paylaşarak, öğreterek ve içeriden büyüyerek gelişir.

 

6. Güven, tek gerçek kaldıraçtır.

Kurumla aramızdaki ilişki teknik değil, insanî ilişkidir.
Kurumsal gelişim, ancak güven zemini varsa mümkün olur.
O yüzden önce güven.