İş hayatımın başlarında kıymetli Hüseyin Çırpan'dan öğrendiğim ilkedir:
"En büyük aptallık karşındakini aptal yerine koymaktır".
Bu ilkenin, kişinin olgunluğunun en temel göstergelerinden birisi olduğunu doğruladım hep.
Bu temel kriter şirketler için de geçerli aslında. Kurumsal kemâlâta ulaşmış şirketler; "herkesin herkese yetişkin, akıllı birey olarak davrandığı" ortam ve ilişkilere sahiptir.
Bu ilkenin aksine, birbirini aptal yerine koymak göz ardı edildiğinde ya da ödüllendirildiğinde, temel birleştirici "güven"le birlikte bu olgunluğa sahip çalışanlar kayboluyor, yetişkin görünümlü ham ve çocukça davranan insanlar çoğalıyor. Geçmiş olsun!
Hülâsâ, kurumsal olgunluğu olan şirkete dönüşmek gibi bir derdimiz varsa; Patronundan, beyaz ve mavi yakalısına şark kurnazlığının hoş görülmediği, kimsenin kimseyi aptal yerine koy(a)mayacağı bir kültür inşaa etmeye çabalamalıyız.
Bilirsiniz, neyi beslersek o büyüyor.
Fotoğraf: Karolina Grabowska from Pexels
Blog yazılarımızdan haberdar olmak için bültenimize üye olabilirsiniz.
Comentarios